uluova

Damızlık ve Besi Hayvan
Yetiştiriciliği

uluova

Gıda güvencesi, gıdanın bulunabilmesinin ve bireylerin buna erişebilme yeteneğinin bir ölçüsüdür. Uygun fiyat sadece bir faktördür. Birleşmiş Milletler 'in Gıda ve Tarım Örgütü veya FAO, gıda güvencesinin dört temelini “mevcudiyet, erişim, faydalanma ve istikrar” olarak tanımlamıştır. Birleşmiş Milletler (BM) 1948’de İnsan Hakları Bildirgesi’nde Gıda Hakkı'nı kabul etmiştir ve o zamandan beri tüm diğer haklardan yararlanabilmek için hayati önem taşıdığını söylemiştir. 1996 Dünya Gıda Güvenliği Zirvesi’nde, “gıdanın siyasi ve ekonomik baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiği” ilan edilmiştir.

Gıda güvencesini tesis etmek ve sürdürülebilirliğini sağlamak, her ülkenin temel politikaları arasında yer almaktadır. Toplumun beslenmesinde hayvansal protein talebini karşılamak, gıda güvencesi politikasının ayrılmaz bir parçasıdır. Gıda üretimindeki ilk madde ihtiyaçlarının karşılanması için ülkemizin bağımsız olma ve mevcut kaynakları değerlendirme gibi stratejik gerekçeleri bulunmaktadır, bu ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalındığında ithalat kaçınılmaz bir yoldur. İthalatla birlikte yurt dışına döviz transferinin yarattığı ekonomik sorunlara ek olarak insan sağlığı açısından tehlikeli olan hastalıkların taşınma olasılığı, sağlık sorunlarının yaşanma ihtimalini arttırmaktadır. TUİK verilerine göre ülkemizde de kırmızı et üretiminin %71 ‘i, Süt üretiminin ise %92 ‘si sığırlardan karşılanmaktadır. Bu gerçek tarımsal teknolojiyi ve imalat sanayisini üreten ülkeler için damızlık ve besi hayvan yetiştiriciliği tarımsal ekonominin dinamiklerinden sadece biridir.

Damızlık ve besi hayvan yetiştiriciliği‘nin yapıldığı ülkelerde bu sektör grubunun ekonomik gerekçelerle yapılamaması halinde yetiştiricilerin sığır yetiştirmeyeceği veya işletmelerini geliştirmeyeceği gerçeği de unutulmamalıdır. Bir başka değişle, ekonomik olduğu sürece Damızlık ve Besi hayvan yetiştiriciliğinin yapılması ve geliştirilmesi mümkündür. Bu nedenle, uygulanacak politika ve alınacak önlemlerde yetiştiricilerin memnuniyetinin ve yetiştiriciliğin işletme ekonomisine katkısının esas alınmasına önem verilmelidir. Aksi halde, mevcut potansiyelden yararlanmak mümkün olmayacak ve Türkiye‘nin Avrupa Birliğine yeni üye olmuş veya tam üyeliğe doğru giden ülkelerinin Damızlık ve besi hayvan yetiştiriciliği bakımından açık pazarı haline gelecektir. Hayvansal ürün fiyatlarını artıran temel üretim problemleri çözülmediği sürece Türkiye, hayvan ithalatında dışa bağımlı hale gelme riski ile karşı karşıyadır. Bu noktada dış ticaretin iki önemli sorunu, ithalatın devam ederek artması ve ihracat potansiyelinden yeterli düzeyde yararlanılamamasıdır. Uluova‘da farklı ırklarla gerçekleştirilen, Damızlık ve Besi hayvan yetiştiriciliği‘nin ülke hayvancılığına yüksek genetik değerde canlı hayvan ihtiyacının karşılanmasında ve yerli ve milli kaynakların ithalatla yurtdışına akmasını önleyecektir.

Uluova ‘nın 2017-2021 yılları arasında yaptığı damızlık gebe düve satışı kronolojik olarak altta listelenmiştir.

** 2017 yılında 190 adet Holstein gebe düve satışı,
** 2018 yılında 245 adet Holstein gebe düve satışı,
** 2019 yılında 193 adet Holstein gebe düve satışı,
** 2020 yılında 670 adet Holstein gebe düve satışı,
** 2021 yılında 650 adet Holstein gebe düve satışı gerçekleştirilmiştir.

2017 yılından beri işletmemizde, tamamına yakını cinsiyeti belirlenmiş boğa spermasıyla gebe bırakılmış yaklaşık 1762 adet gebe düve satışı gerçekleştirilmiştir. Yurt içinde üretilen ve yine yurt içi pazarda satışı gerçekleştirilen bu gebe düvelerin döviz cinsinden değerinin kat be kat fazlası her yıl yurt dışından yapılan damızlık hayvan ithalatlarıyla ülkemiz tarımsal sermayesinin yurtdışına aktarılmasına sebep olmaktadır.

Uluova
Uluova